0Yorum

Ankara'nın Özel Yetenekleri

İskoç kaşif David Livingstone’a bir gün Güney Afrika’daki derneklerden biri şöyle bir mektup gönderir:

“Bulunduğunuz yere ulaştıracak iyi bir yol tespit ettiniz mi? Eğer böyle bir yol varsa bize bildirin. Böylece size katılmak isteyenleri yanınıza gönderebilirim.”

Livingstone’un mektuba cevabı şu şekilde olur:

“Buraya eğer bir yol varsa gelmek isteyenleri ben istemiyorum. Benim yol olmadığı halde gelmek isteyenlere ihtiyacım var.”

Pınar Ayhan, ideallerini belirleyip kendi yolunu çizmiş, çok değerli bir ses sanatçısıdır. Bulunduğu ortama pozitif enerji yayan, tatlı diliyle, derin bilgisiyle sohbetinden saatlerce sıkılmayacağınız Pınar Hanım’ı restorancılık hayatımın ilk günlerinde tanıdım. Mahatma Gandhi’deki Zeytin Restoran’ın yerine Seagull isimli mekanı açtığımda, Perenco firmasının Genel Müdürü Eric d’Argentre ile keşfe gelmişti 2001 yılında. Daha sonra hem kendisi hem de Perenco firması ile bağlarımız kopmadı, daha sonra da perçinleşti.

BAŞARIYA ODAKLI

Perenco firmasının bel kemiği, müthiş bir iletişim yeteneği ile mükemmeliyetçi yapıya sahip olan Pınar Hanım, 1996 ve 1997 yıllarında Eurovision Türkiye finalinde 2’nci olduktan sonra 2000 yılında Türkiye’yi başarıyla temsil etti.

TRT’de “Hayal Bu Ya”, “Sağlıklı Yaşam” ve TRT Okul’da yayınlanan “Günlük Rehber” programlarının sunuculuklarını başarıyla yürüttü Pınar Hanım. İnsanları ekrana kilitliyordu.  

İnanılmaz sayıda fanları var. Pınar Ayhan nerede, onlar orada. Kendisine sürekli destek veren eşi Prof. Dr. Sühan Ayhan da müzik konusunda oldukça yetenekli. Ailenin on parmağında on marifet.

Koltuğunun altında taşıdığı karpuzların hiçbirini düşürüp kırmadı Pınar Hanım. İlkesi her zaman “Ne yaparsan yap, en iyisini yap” oldu.

TEK KİŞİLİK MÜZİKAL

Pınar Ayhan’ın tek kişilik müzikal belgeseli “Orada Duruverseydi Zaman” MEB Şura Salonu’nda oynandı. Müthiş bir emek sonunda çıkardığı eser ayakta alkışlandı.

Hiç durmaz Pınar Hanım. Toplum yararına, insanlık yararına, ülkemize fayda sağlayacak her türlü sosyal projede ön sıralarda yer alır. Geçtiğimiz günlerde İtalya Büyükelçiliği’ndeki Rotary etkinliğinde karşılaştım kendisiyle. 18 yıl önceki enerjisinde azalma yok, tam tersine artış var.

1990 yılında orkestra solistliği ile profesyonel müzisyenliğe başlayan Pınar Ayhan ile ne kadar gurur duysak azdır. O, başkentimizin kalp atışlarını hissettiren nadide bir çiçektir.

“Orada Duruverseydi Zaman” adlı müzikal belgeselde Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli şahsiyetlerinin satır aralarında kalmış gerçek hikayelerini, her hikayenin içinden taşan ezgilerle bezeyerek tiyatro sahneleriyle buluşturan Pınar Ayhan, ezberleri bozan yetenekleriyle her zaman beğeni kazanıyor.

DOĞUŞTAN YETENEKLİ

Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olan Ayhan, iki yaşındayken duvara yaslanıp yan komşularından gelen piyano seslerini dinlermiş. Akademisyen bir baba, ünlü estetik cerrahı profesör ama müzikle iç içe olan bir eş, iki harika çocuk ve dolu dolu yaşanan başarılarla taçlanmış bir hayat. Müthiş bir albümü var. Latin, caz, türkü, pop, tekno ve chill – out; hem doğu hem batı kültüründen izler var albümde. Kısacası Pınar Ayhan’ın yaptığı her işte güzellikler mevcut. Yolun hep açık olsun.

Dünyada hem iyimser hem de kötümsere ihtiyaç vardır. İyimserler uçağı icat ettiler, kötümserler ise paraşütü.

Gözümüzün gökyüzünde uçan uçaklardan ayrılmadığı, ufuklarının hep parlak olduğunu günler dileğiyle. İyi pazarlar.

Yorum Yazın