0Yorum

Alın Terinin Değerini Bilenler

Bir zamanlar, herkes gibi evlenmek isteyen genç niyetini ailesine açtığında babası ona şöyle dedi:

       “Elbette oğlum, elbette evlenebilirsin. Bana alın terinle kazandığın bir altını getirdiğinde, seni hemen evlendireceğim.”

Delikanlı, babasının bu sözüne gülümsedi. Kolaydı onun için ve ertesi gün istenilen altın lirayı gururla babasının avucuna koydu ama babası hiç söz etmeden altını evlerinin yanından akan nehre fırlattı.

Çocuk şaşkınlıkla altının düştüğü nehre bir iki saniye baktıktan sonra babasına döndü ve sordu:

       “Şimdi evlenebilirim değil mi babacığım?”

       “Hayır oğlum! Sana kendi alın terinle ve emeğinle kazandığın bir altın getirmeni söylemiştim. Bu altını sen kazanmamışsın ki.”

Genç delikanlı gerçekten de parayı bir arkadaşından ödünç almıştı, babası bunu fark etti. Ertesi gün bu kez annesinden borç aldı ve altını babasına götürdü.

Babası altını yine nehre fırlattı. Çocuk şaşkınlık içindeydi.

       “Bunu niye yapıyorsun baba, anlamadım. Ama işte sana bir altın getirdim artık evlenebilir miyim?”

Babası bu defa da izin vermedi oğluna:

       “Bu altını da sen kazanmamışsın!”

Delikanlı, babasının yanından ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündü. İş bulup çalışmaya başladı ve altını kendi emeğiyle kazanmaya karar verdi.

Günler sonra kazandığı bir altını babasına götürdüğünde babası her zamanki gibi parayı nehre atmaya hazırlanırken oğlu babasının kolunu tuttu ve bağırmaya başladı:

       “Hayır baba! O Altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için günlerce çalıştım ve sırtım ağrılar içinde kaldı!”

Babası, yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile elini oğlunun omzuna koydu ve “Oğlum, işte şimdi evlenebilirsin” dedi. “Çünkü emeğinin karşılığı olan bu paranın kıymetini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca harcayacaksın.”

Levent Ürkmez, İzmir’den dünyaya açılan, zaman zaman Ankara’da dost ziyaretlerine geldiğinde sohbet fırsatı bulduğum çok değerli bir işadamıdır. Yukarıdaki öyküde alın teri vurgusunu anlattım ama alın teri ile başarı denilince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerden biridir Levent Ürkmez.

ÇEKİRDEKTEN YETİŞTİ

BTM firmasının Yönetim Kurulu Başkanı olan Ürkmez ile değerli dostum Dalyan Resort’un sahibi Yücel Okutur vasıtası ile tanıştım. Dostluklara, vefaya çok önem veren Yücel Bey, bu müstesna insanı tanıştırırken çok güzel şeyler anlatmıştı.

Babası bir bankanın odacısı olarak hayata atıldı Levent Bey’in. Ama yükseldi, müdür oldu, ticarete başladı. Levent Bey de hastalanan bayinin sattığı gazetelerden kar payı alarak işe başladı. Sigara, sakız, sabun satmaktan tezgahtarlığa, resimli roman kiralamaya kadar ne iş bulduysa yaptı. Şu anda dünyanın en büyük üç yalıtım şirketinden birinin sahibi.

MÜTEVAZI İNSAN

Çocukken kazandığı ilk parayla babaannesini sinemaya götürdüğünü büyük bir mutlulukla anlatan Levent Bey, tanıdığım en mütevazı insanlardan biri. Lise çağlarında, kendisine üniversite sonuna kadar yaşayacağı hayatının hedeflerini belirleyen, mezun olduktan sonra prensipli bir çalışma hayatına başlayan Levent Ürkmez, yalıtım sektöründe Türkiye’de pek çok ilklere imza attı. Polimer örtülere geçmek de dahil olmak üzere, XPS ısı, yalıtım malzemeleri, shingle çatı örtü malzemelerini ilk defa üreten BTM firmasının sahibi Levent Ürkmez çok zeki, çalışkan, iki hamle sonrasını görebilen, inşaat sektöründeki tüm sorunlara vakıf olan bir işadamıdır. Ülke sevgisi yüreğinde her zaman zirve yapan Levent Bey, inşaatlarda yalıtımın çok elzem bir konu olduğunu, Türkiye’nin enerjiyle de tasarrufla da büyük sıkıntısının olduğunu sık sık dile getirmektedir.

GÖZTEPE SEVGİSİ

Spora oldukça ilgili olan Levent Bey, bir zamanlar Göztepe Kulübü Başkanlığı da yaptı. İzmir ve Göztepe sevgisi yaşantısının büyük bir parçasıdır. Urla’da yaşadığından dolayı deniz ürünlerine çok ilgilidir. Ankara’ya her geldiğinde Trilye’ye uğrayan Levent Bey, çok zevkli bir insandır. Hayatının en huzurlu günlerini Urla’da, ince zevklerin mimarı İnci Gümüşkaya ile geçiren Levent Bey’in evine Alaçatı Ot Festivali sırasında eşim Mahmure ile birlikte kahvaltıya gitmiştik. Cennetten bir parçayı yaratan İnci Hanım, Yeni Asır Gazetesi’nde yedi yıl çalışıp daha sonra Levent Bey ile birlikte iş hayatına devam etmiş sonra da emekli olmuş, gerçekten zarif ve sanatçı ruhlu bir insan. Türk el sanatlarına merakı nedeniyle Türkiye’yi dolaşmış, sanatının inceliklerini Urla’daki evine taşımış İnci Hanım, kendisi gibi hayatla barışık Levent Bey’in önemli bir destekçisi. Mutfağa ilgisi oldukça fazla olan İnci Hanım, Levent Bey ile her zaman sinerji yaratmaktadır.

Tırnaklarıyla zirveye çıkan, inanılmaz bir başarı hikayesinin kahramanı Levent Ürkmez’in hayatı üniversitelerdeki öğrencilere okutulacak niteliktedir. Gıpta edilecek bir çalışma hayatı. İyi ki varsın, yolun hep açık olsun Levent Bey.

Yapabildiğiniz ya da düşleyebildiğiniz her neyse başlayın. Cesaretin dehası, kudreti ve büyüsü vardır. Cesaretli bir adam tek başına çoğunluktur. İyi pazarlar.

Not: Mevsimden kaynaklanan aşırı soğuk havalarda yeterli beslenemedikleri zaman köpekler 17 saat, kediler ise 6 saat sonra maalesef hayatlarını kaybediyorlar. Lütfen çevremizdeki tüm canlılar için bir kap su ve yemek koymayı unutmayalım.

Yorum Yazın