0Yorum

Yanlışlıkla Gelen Şöhret

Michelin yıldızları ile ilgili son zamanlarda spekülasyonlar oluyor ve haksız eleştiriler yapılıyor ama sonuç ortada.  

Geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Bourges kentinde bulunan bir esnaf lokantasına isim benzerliği nedeniyle kısa süreli talih kuşu kondu. Restoran sahibi Veronique Jacquet, Michelin rehberinin son açıklamalarını radyodan dinlerken kulaklarına inanamadı.

Küçük boyutlu bir esnaf lokantasının gurme restoran konsepti taşımadığını ve yıldızı hak etmediğini söyleyen Jacquet, insanlara gerçekleri aktardıysa da mütevazı tavrıyla ilgisini arttırmayı başardı. Michelin’in daha sonraki düzeltmesi, esnaf lokantasına karşı ilginin azalmasına yetmedi. Michelin, sektöre ismini bir asırda titiz çalışması ve dürüst kararlarıyla yerleştirdi. Öyle kolay kolay da tahtından aşağıya inmez. Zaman zaman hataları olsa da fotoğrafın bütününü görmek gerekir.

NEDEN TÜRKİYE’DE YOK?

Bana en çok sorulan sorulardan biri Türkiye’de neden Michelin yıldızlı restoranın olmadığı. Şirketin Türkiye’ye kadro ve müfettişlik sistemi kurması gerekiyor. Peki Türkiye’de bir, iki ve üç Michelin yıldızı alacak denli restoran sayısı yeterli mi? Bence hayır. Üç Michelin’e aday yok. İki biraz zor. Bir yıldızı bir iki restoran alır. Ama bunun için Michelin Türkiye’de sistem kurar mı? Fizibıl olur mu? Tabii ki yine hayır. 

SOYUT KAVRAM

Hizmet sektörü soyut bir kavram. Güzel bir akşam yemeği için ödediğiniz fatura cebinizde kalıyor, ama anılar ömrünüzün sonuna kadar hafızanızdan silinmiyor. Dünyadaki üç Michelin yıldızlı restoranların büyük çoğunluğunu ziyaret ettim ama Paris’teki Ledoyen’i torunlarıma bile anlatırım!

Bizim işimiz biraz zor. Michelin yıldızının rüzgarı bile çok etkili. Ülkemizde bile en iyi balıkçıyı seçerken menüsünde sadece granyöz balığı satanı, en iyi şarabı seçerken üç yıllık firmanın şarabını birinci seçecek kadar subjektif davranıyor, ciddi kurumları kolay eleştiriyoruz.

Çok ekmek yememiz gerekiyor, daha çok!

Yorum Yazın