0Yorum

Orkinosların Japonya’ya Yolculuğu

Arnold Schwarzenegger’in sinema dünyasındaki ilk girişimi “Stay Hungry” (Aç Kal) tam bir ümitsiz vakaydı. Konuşmasındaki Avusturyalı aksanı ve sahip olduğu sarsak bir dev cüssesi de onun sinema izleyicileri tarafından çabucak benimsenebileceği izlenimini uyandırmaktan epeyce uzaktı.

1976 yılında röportaj için geldiği bir lokantada onu tanıyan tek bir kişinin bile olmaması ümitlerin iyice azaldığının göstergesiydi. Röportaj sırasındaki akış içinde “Şimdi artık vücut geliştirme sporunu bıraktığına göre bundan sonra ne yapacaksın?” sorusuna yanıt verirken sanki son derece sıradan bir hafta sonu tatili planından söz edermişçesine sakin bir şekilde: “Hollywood’un gişe rekorları kıran, gelmiş geçmiş en büyük film yıldızı olacağım” dedi. Röportaj yapılan kişi bugün bildiğimiz ince ve esnek vücutlu Arnold Schwarzenegger değildi elbet. O sıralarda şişkin adaleli, dev cüsseli bir adamdı. İşte bu nedenle röportajı yapan gazeteci onun sözünü ettiği hedefi akla yakın bulmuş görünmeye çabalıyordu. “Vücut geliştirme sporu sırasında izlediğim yöntemle” diye açıklama gereği duydu Schwarzenegger. “Yapmanız gereken şey ne olmak istediğinize ilişkin bir vizyon yaratmak ve sanki görüntü daha şimdiden gerçekmiş gibi o resme uygun yaşamaktır.” Gazeteci bu formülün kulağa hem basit hem de çok komik geldiğini bilerek ama ciddi bir şekilde not aldığını ve asla unutmadığını itiraf etti. Nedim Anbar, hayallerinin ötesine geçip Türkiye’de düşünülmesi bile zor olan işleri başarmış çok değerli bir işadamıdır. Deniz Kuvvetleri’nde uzun süre çalışmış, denizin altını ve üstünü, Türkiye’deki tüm denizlerin koylarını, akıntılarını çok iyi bilen usta bir denizcidir.

JAPONYA’DA VERİLEN KARAR

Japonya’nın başkenti Tokyo’ya Askeri Ataşe olarak atanan Kurmay Albay Nedim Anbar, vedalaşmaya geldiğinde kendisini ziyarete geleceğime dair söz vermiştim. 1998 yılında bir görev nedeniyle Japonya’ya gittiğimde yıllardır içimdeki en büyük hasret dünyanın en ünlü balık halini görmekti. Bu heyecan uzun uçak yolculuğunu bile kısaltmıştı. Uçaktan inince doldurduğum formda doğum günümü pasaportumda yazdığı gibi 31 Ekim değil de, pratikte kullandığım 1 Kasım günü olarak yazınca bir hayli sorun olmuştu ama diplomatik pasaportuyla beni apronda karşılayan Tokyo Askeri Ataşesi Deniz Kurmay Albay Nedim Anbar anında olaya müdahale edip sorunu çözmüştü.

HER SABAH BALIK HALİNE GİTTİK

Tokyo’da inci çok değerlidir. Yetiştirme ve doğal istiridyelerden çıkarılan inciler her turistin ilgisini çeker. Ancak benim için en ilgi çeken yer Tokyo’daki Tsukiji balık haliydi. Sabah hiç üşenmeden halin ziyaretçi kontenjanına dâhil olup erkenden giriş yapardık. Kahvaltıda bile karidesli ebi çorbası; öğle yemeğinde tempura, soba, shabu-shabu; ikindide sashimi; akşam teppanyaki, suşi; ara atıştırmalarda balıklı kraker, balıklı şeker deneyip çok keyifli bir hafta geçirdim. Pırıl pırıl temizliği ile dev orkinosların suşi ve sashimi için alıcı beklediği Tokyo balık halinde o kadar kalabalığa rağmen temiz deniz kokusunu burnumda hissediyordum. Standlardan birinde orkinoslarla göz göze gelip etkilenen Nedim Bey, bir ara dönüp bana aynen şöyle dedi: “Süreyyacığım ben gemileri yakıp emekli olmaya karar verdim. Türkiye’ye dönünce askerlik kariyerimi bırakıp orkinos çiftliği kuracağım ve ürettiğim balıkları bu halde satacağım” dedi. Paşa olmasına çok az kalmış başarılı bir subayın böyle bir karar almasına aslında çok sevindim. Çünkü gözündeki başarı ışığını görüyordum. Ben de kendisine emekli olacağımı ve Ankara’da balık restoranı açıp Japonları restoranımda ağırlayacağımı söyledim. Herhalde bizleri biri izlese, kamera şakası veya iki çılgının sabah anıları diye nasıl tanıtırdı bilemiyorum.

TÜRKİYE’NİN İLK ORKİNOS ÜRETİCİSİ

Trilye’ye son 5 yıldır her ay 20-25 kişilik Japonya’nın en tanınmış insanlarından oluşan yıllık rezervasyon almanın mutluluğunu yaşarken benim cesaretlenmeme neden olan Emekli Albay Nedim Anbar bugün “Orkinos Kralı” olarak anılır. Milyonlarca dolarlık orkinos ihracatı yapan Akua-Dem firmasının ortağı Nedim Bey ülkesine döviz kazandırmayı ve orkinos çiftliği kurup Japonya’ya balık satmayı kafaya koymuştu. Hedefini ele geçirdi. Kendisine inananlardan biri olmanın gururunu yaşıyorum. Birlikte suşi yerken, “Göreceksin Süreyya bu suşilerdeki balıkları ben göndereceğim” dediği zamanları dün gibi anımsıyorum. Tokyo’dan Çanakkale Boğaz Komutanlığı’na Kurmay Başkanı olarak atandı Nedim Bey. Ama tam Amiral olacakken “Orkinosların Paşası” oldu. Çevreci bir çiftliğin sahibi olan Nedim Bey, yedikleri balıkların yetişme koşullarını görmek isteyen Japon turistlerin Çeşme Ildırı’ya akın akın gelmesine neden oluyor. Orkinosların bulunduğu kafeslerde her gün suya girip dev cüsseli orkinos balıklarıyla adeta dans ediyor, onlara sardalye veriyor kendi elleriyle.

DONANIMLI İNSAN

Yapacağı her konuyu detaylı araştıran Nedim Anbar, bilimin gittiği yolu takip eder. Dolayısıyla yaptığı her iş mükemmel olur. Orkinos Yetiştiricileri ve İhracatçıları Başkanı ve aynı zamanda TOBB Su Ürünleri Sektör Komisyonu Başkanı olan Anbar, Türkiye – Japonya ilişkileri konusunda da çok sağlam köprüler kurmuştur. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Akua-Dem firmasının Japonya’ya ciddi oranda ihracatı bulunmaktadır.

ÇEVREYE SAYGILI

Balık çiftliğinin çevreyi kirletmemesi için azami gayret gösteren ve tüm tedbirleri uygulayan Nedim Anbar’ın Ildırı’daki orkinos çiftliği “Dünyanın En İyi Orkinos Çiftliği Ödülü”ne layık görüldü. İş konusunda çok titiz olan Japonların verdiği bu ödül başka bir söze gerek bırakmamaktadır. Personeline yedirdiği her öğün malzemesinin çiftlikte yetiştirildiğini ve her şeyin doğal olduğunu, kurak bir bölgeyi nasıl cennet bahçesine çevirdiğini, yemyeşil bir alanda üretim yaptığını görüp incelediğimde yıllar önceki Tokyo balık halindeki günlere geri dönüverdim bir ara. Keşke yaşımı da geri çevirebilseydim! Vizyonunuzu oluşturun ve onu sistematik bir biçimde izleyin. Başarının garantisi yoktur. Ancak eğer hiçbir şey yapmazsanız hiçbir şeyi başaramayacağınızın garantisi vardır. Hangisinden başlamak istersiniz?

Yorum Yazın