0Yorum

Minakop Mucize Taşlı Balık

Denizlerimizdeki canlı sayısı karada yaşayanlardan çok. Japonya ve İzlanda’da kişi başı balık tüketimi 40-50 kg’ı bulurken ülkemizde 7200 km’lik sahil şeridine sahip olmamıza rağmen 7-8 kg arasında gidip gelmektedir. Bunun da nedeni denizin nimetlerinden yararlanmayı yeterince bilmememiz ve denizlerde yaşayan canlıları tanımadığımızdan kaynaklanmaktadır. Alışkanlıklarımızı değiştirme konusunda oldukça tutucuyuz. Kalkan, mezgit, istavrit gibi pek çok balığın sadece tavada pişirilenini gözümüz görür, ızgarasını tahayyül bile edemeyiz. Gerçek durum hiç de öyle değildir. Aromatik ağaçlardan elde edilen kömürün ızgarasında muhteşem lezzetler elde edebilirsiniz, üstelik sağlığınıza katkıda bulunarak. Pişirme şekline bile mesafeli olan halkımız yeni bir balık türü ile karşılaştığında hemen burun kıvırır, çekingenlik gösterir. Oldukça lezzetli olan minakop balığına olan mesafemiz geç de olsa kısalmıştır.

YENİ TATLARA DİRENÇLİYİZ

2002 yılının mart ayında bir pazartesi akşamı, deniz ürünlerine çok düşkün bir dostuma nefis bir minakop pişirmiştim. Türkiye’nin en saygın şirketlerinden birinde CEO olan Yaman Akarsu’ya Samsun’dan yeni gelmiş 2,5 kg ağırlığındaki minakopu fırında pişirip sunduğumda arkadaşları ile ilk çatalı ağzına atar atmaz yüzünde mutsuz bir ifade gördüğüm için hemen balığı kaldırıp yerine levrek ızgara vermiştim. Aradan yıllar geçtikten sonra pek çok konuğum minakopun lezzetini anlatmaya başladı bana. “Çok güzel ve lezzetli bir balıktır minakop” diyen tüm dostlarıma başımdan geçen bu olayı anlatırım. Son yıllarda adı duyulmaya başlayan minakop, ticari değerine de ulaştı. Karadeniz’de “kötek” olarak anılan balık kıyıya yakın yerlerde, kayalıkların diplerinde veya kumsal kıyılarda bulunur. Diğer sularımızda da rastlarız minakopa. Nehirlerin döküldüğü kıyıları tercih ettiği için en irilerine de Karadeniz’de rastlanır. Sırtı kamburca, başı vücuduna oranla küçük, vücut yapısı elips şeklinde olup yan tarafları yassıdır.

KAFASINDAKİ TAŞLAR

Minakop balığının gözlerinin arkasında her biri 4-5 gr civarında iki adet beyaz taş bulunur. Bu taşların idrar söktürücü ve böbrek taşı düşürme özelliği olduğuna inanılır. Limon suyu ve zeytinyağında eritilen bu taşların böbrek hastaları tarafından ilaç niyetine kullanıldığı söylenir.

AĞZINDAKİ BALON

Yüzme kesesi oldukça büyük olup yakalandığında genellikle şişerek midesini ters döndürüp ağzının ucuna kadar gelir. Tezgahlarda ağzında balona benzeyen nesne hep merak konusu olur. Minakopun dişileri mart ve nisan aylarında karınlarını kayalara sürterek yumurtalarını dökerler. Alt çenesinde küçük bir bıyık bulunan minakopların bir kısmı yaşadıkları bölgeyi terk etmezler, bir kısmı da sonbaharda Karadeniz’den Marmara’ya inerler, ilkbaharda da Marmara’dan Karadeniz’e çıkarlar. Üreme mevsimleri yaz aylarıdır. Karides ve balık yavruları ile beslenirler. Beyaz ve lezzetli bir ete sahip olan minakopun kışın yağlıyken ızgarası nefis olur. Buğulaması, fırında sebzelisi, galeta ununa bulanıp tavası yapılabilir. Fileto olarak ince kesip limon suyunda bekletip meze olarak da tüketebilirsiniz.

Yorum Yazın