0Yorum

Balıkçılıkta Yedi Padişah Kuralı

Bir zamanlar İstanbul’da balık avlayan duyarlı, doğaya saygılı insanları anımsadıkça şimdiki balıkçılık yapanlara, kendi bindiği dalı kesenlere ne kadar sitem etsek azdır...

Palamut, lüfer, kalkan gibi Boğaz’ın simgeleri sayılan üç çeşit balığa odaklandığımızdan artık tezgahlarda nadir gözüken mercan balığının bile İstanbul için ne kadar önem taşıdığını göremiyoruz. Bu bembeyaz etli mercan balığı çok lezzetlidir. Güney'de yakalananların tadı Marmara, Ege, Saros’da yakalananlar kadar lezzetli olmasa da kendisine özgü pişirme ve marinasyon işlemleri yapıldığında lezzetli olmayan balık yoktur. Bu balığın peşine düşen İstanbullu balıkçılar avlanması için yedi padişahın bir araya gelmesinin şart olduğunu söylerlerdi:

  1. Hava
  2. Satıh suyu
  3. Dip suyu
  4. Balık
  5. İyi yem
  6. El ve takım uygunluğu
  7. Saha hürriyeti.

Boğaz’dakilerin bile farkına sonradan vardığı mercan balığını adalarda yaşayan Rum ve Ermeni zenginleri alırlardı.

BARBA VASİL KETUMLUĞU

80 yıl önce Boğaz’da çok nadide balıkları yakalayan Pendikli Barba Vasil adından çok bahsedilirdi. Son derece ketum olan ters bir ihtiyardı Vasil. Balık avlayamadığı zamanlar aç yatar, kimseye sezdirmezdi. Kendisinden daha ihtiyar sandalına, her nasılsa onun dostluğunu kazanmış gazeteci ve ilk radyo anonsunu yapan Eşref Şefik’i alır, ahirete götürmek üzere sakladığı balık nişanlarını, oltacılığın çeşitli marifetlerini gösterirdi.

AYASOFYA’NIN ALTIN ÇANI

Galata Köprüsü’nün ikinci gözünün hizasında papazların Ayasofya’nın altın çanını attığı yerde kilisenin havuzundan denize bırakılan balıkların bol miktarda ürediğine inanan Barba Vasil burada çok balık avlardı. Ayasofya’nın üzerinde hallaç pamuğu gibi bulutlar olursa oltasını denize indirmezdi. Aksi takdirde oltasının çana takılacağını ve günah işleyeceğine inanırdı. Kurallara uymayan ustasının sandalının bir gece vakti kaybolduğunu ve tek bir parçasının bile bulunmadığını anlatırdı.

Böyle efsanevi hikayeler dolaşırdı balıkçıların dillerinde bir zamanlar ama inanç, kural ve saygı vardı. Sonarlar icat edildi mertlik bozuldu. Meydan gırgırcılara ve trolcülere kaldı.

Bolluk vardı Boğaz’da, bereket vardı, etik davranışlar vardı.

Balık mevsimini karşılarken yine de umudumuzu tüketmiyoruz. Bol balıklı, bereketli bir sezon dileğiyle.

30 Ağustos Zafer Bayramı’mız kutlu olsun.

 

Yorum Yazın