Yavaşlayın Gökçeada’dasınız

Şatafatlı dekorasyon, kafa kol ilişkisi, kısa sürede çok para kazanmak gibi kavramlarla yaşayan, klasik kalmak istemeyen restoranlar için gelecek korkusu yok. Ama Avrupa’daki restoranlar gibi birkaç yüz yıl varlığını sürdürmek isteyenlerin işi zor. Çünkü hammadde kaynakları azalıyor. Seyirci kalmaktansa bir şeyler yapmak lazım. 18 Mart Üniversitesi Gastronomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Yurtseven pek çok eseri olan, sözden çok icraata önem veren değerli bilim adamıdır. Merhum Büyükelçi İnal Batu, Dışişleri Bakanlığı’nda Yunan Dairesi Başkanı iken Gökçeada’ya yarı açık cezaevi yapma kararında imzası olduğuna hala daha çok üzüldüğünü söylemişti. Ada ivme kaybetmişken idealist bir bilim adamı geldi ve eşi Ebru Hanım ile birlikte kolları sıvadılar. Kendisine inanan öğretim üyelerini de yanına alarak Belediye Başkanı ve Kaymakam’ın destekleriyle Gökçeada’ya büyük katkıda bulundular.

GELECEĞE YATIRIM

Bağcılık ve zeytinciliğin bir zamanlar çok yaygın olduğu Gökçeada’da yaşanan göçlerden sonra terk edilmiş köylerdeki asırlık zeytin ağaçlarını gördükçe hep içim burkulurdu. Şimdi tarım alanındaki güzel gelişmeler yüreğime su serpiyor. Adada su bol ve mineral değeri yüksek. Ceviz, badem, bal adanın deva dağıtan yiyecekleri.

YAVAŞ ŞEHİR NE DEMEK

Eko-gastronomi kongresinde; dünyada nüfus artışı, kentleşme ve küreselleşme gibi algıların meydana getirdiği yeni yaşam şekilleri, olumsuz beslenme alışkanlıkları ve Gökçeada gibi kendine yeten yerleşim merkezlerinin korunmasında alınan mesafelerin gelecekte yaratacağı olumlu etkiler konuşuldu. Yavaş şehir ilan edilen adaya gelen turistler salatalarına limon istemeyecek. Çünkü adada limon yetişmiyor, onun yerine sirkeyle yetinecekler. Çünkü adada üzüm yetişiyor ve sirke yapılabiliyor. Adanın değerlerini koruyup adayı örnek ve cazip hale getirmek, sürdürülebilir gastronomiye katkıda bulunmak amaç. Prof. Dr. İbrahim Birkan konuşmasında su kaynakları ile ilgili konuya dikkat çekti: 1 kg sığır etine sahip olabilmek için 16 ton, 1 kg çikolata için 25 ton su gerekiyor. Dünyadaki suyun yüzde yetmiş beşi tarım ürünleri için harcanıyor.

SENEDE BİR GÜN BALIK

Otlarla beslenen sarpa balığının nezleye iyi geldiğine inanan adalılar yılda bir kez bu balığı tüketiyorlar. Defne Koryürek, Nedim Atilla, Yorgo Ksinos ve benim de konuşmacı olduğum panelde doğadaki kaynakların sürdürülebilir olması için yapılan çabalar dile getirildi.

DÜNYADA İLK VE TEK

Az sayıda malzeme ile kendi kendine yeten adada yetişen ürünlerle yaşamlarını idame ettiren adalılar sağlıklı bir ömür sürdürüyor. Adanın eski adı İmroz. Bereket tanrısının tarım tanrısının adı. Daha sonra 12 tanrılı dinlerde Hermes’e dönüşüyor. Dünyada ada olarak ilk ve tek yavaş şehir Cittaslow unvanına kavuşan adada her yerde “Yavaşlayın Gökçeada’dasınız” uyarısı var. Yıllardır gittiğim Gökçeada’da en çok sıkıntı çektiğim konu kalite standardına uygun otel bulamayışımdı. Anemos Otel’de kalınca nihayet bu işe de el atılmış deyip çok mutlu oldum. Etkinlikteki tüm yemekleri ve servis hizmetlerini gastronomi bölümü öğrencileri yaptı. Büyük şehirlerde eti yumuşatmak için uygulanan tekniklerden ve kaybolan lezzetlerden sonra özgürce adada dolaşıp kekik yiyen kuzu ve oğlakların etleri beni Gökçeada’nın yavaş şehir olma fikrine daha da yakınlaştırdı. Her şeyin doğalı, yalını bir başka oluyor.

Yorum Yazın