Gurmelerin Terfi Töreni

Geçtiğimiz hafta İstanbul Çırağan Sarayı’nda geleneksel bir tören vardı. Chaine des Rotisseurs (Şen dö Rötisör okunur) üyeleri aldıkları kıdeme göre bir üst rütbeye terfi ettiler. Madalyonlarındaki renk ve işaretlere yansıyan bu terfi beş yılda bir oluyor. Ama her beş yılını dolduran terfi edemiyor. Çünkü derneğin kuralları var. Bir kez üye olup yemeklere katılmayan, yüzünü çok az gösterenler terfi için onay alamıyor.

TÜRKİYE’DE 1994’TE KURULDU

Merhum Atok İlhan’ın öncülüğünü ve bir dönem başkanlığını yaptığı dernek Türkiye’de 1994 yılında kuruldu. 40 üyenin katılımıyla açılış töreni yapılan Chaine des Rotisseurs derneğinin üye sayısı 500’ü geçti. Derneğin kökleri 1248 yılına dayanıyor. 1950 yılında Paris’te kurulma amacı yeme içme kültürüne ilgi duyan kişileri bir araya getirmekti. Fransız topraklarında başlayan lezzetin peşinde koşma serüveni dünyanın her yerine yayıldı. 72 ülkede 30 bin üyesi var.

ÇITA YÜKSELTİYOR

Derneğin son yıllarda ülkemizdeki yeme içme çıtasının yükselmesine olan katkısı yadsınamaz. Kurulduğu şehirde üyelere geniş bir yeme içme bilgisi verebilmek için yöresel ve yabancı mutfakların ve lezzetlerin tanıtımına katkıda bulunan dernek çeşitli seminerler ve yarışmalar düzenliyor. Bunlardan en önemlisi usta aşçı olmaya aday genç aşçı yardımcıları arasında yapılan ulusal ve uluslararası yemek hazırlama ve sunma yarışmasıdır.

SOFRA KURALLARI

Türkiye Başkanlığını 1989 yılından beri Türkiye’de yaşayan, Türkiye ve mutfağımızın aşığı Mohamed Hammam 2006 yılından beri yürütmektedir. Her yıl başka ülkelerin üyeleri ile kaynaşmak için dostluk gezileri düzenlenmektedir. Ama her ülkede uygulanan kurallar aynıdır. Su ile şarap kesinlikle karıştırılmaz. Sofraya tuz ve karabiber konulmaz. Yemek sırasında sigara içilmez. Uzun konuşmalar yemek sırasında yapılmaz ve servis ritüeller eşliğinde seremoni ile yapılır.

Üyelerin mutfak sanatları, yemek ve sofra kültürüne saygı duyacağına dair andı bulunmaktadır. Yemeklere beyler smokin, bayanlar gece kıyafeti, madalyonlar boyunda asılı olarak katılım yaparlar. Üyelerin yarıya yakını profesyonel otel ve lokanta grubundan diğerleri ise özel ilgi duyan kişiler. Hepsinin sahip olduğu ve yemekte taktıkları madalyonlar bu ayrımı yapabilmek için ayrı renk ve dizaynda yapılmış. Örneğin; dünya başkanı kırmızı, bölge yönetimindekiler mavi, bölge başkanları yeşil, Türkiye Başkanı yeşil kenarı altın fırfırlı, meslekten olanlar mor üzeri turuncu, aşçı olanlar yalnızca turuncu, yiyecek içecek müdürü olanlar mavi üzeri turuncu şerif, onursal üyeler mor renkli oluyor. Yemek sonunda işletme plaketle onurlandırılıyor. Kapıya plaket takılınca artık o restoranda güvenle yemek yiyebilirsiniz, tuz ve karabibere bile gerek yok anlamını taşıyor.

Yorum Yazın