Bordo’da Tadım Turu

Bağ bozumu vakti geçmişti. Bağlar uykuya yatmış, gelecek yıla bizlere neler verebileceğinin hesaplarını yapar gibi bir görünümde, gözlerimin görebildiği yere kadar uzanıyordu. Bağların etrafındaki rengarenk güller o güzelim kokularını etrafa gülücüklerle yayıyordu.

Fransa denilince hemen herkesin aklına üstün kaliteli şarap ve güzel yiyecekler gelir. Bu iki kombinasyonun en iyilerini bulabileceğiniz, birbirinden görkemli şatoları, onları besleyen bağları, enfes yemekleriyle bir damak cennetidir Bordo. Ekim ayının son haftası tadım için Bordo’daydık.

ORMANLARIN DOĞAL KORUMASI

En kaliteli şarap bölgelerinden biri olan Bordo’nun ılıman iklimi, uygun toprak koşulları ve batısında yer alan çam ormanlarının Atlantik Okyanusu’ndan gelen rüzgara karşı koruduğu doğal koruma, şehri şarapçılığa elverişli kılan etkenlerdendir.

Bordo, şarapları ile olduğu kadar kasabaları, yemekleri ve sonsuz hissi veren şarap bağları ile ziyaretçileri etkileyen bir bölge. Fransa’nın en iyi korunmuş ve Unesco Dünya Kültür Mirası listesine alınmış eski Orta Çağ kentleri meraklıları buraya çekiyor.

ŞATO MOUTON ROTHSCHILD

Dünyanın en önemli birkaç şatosundan sayılan Şato Mouton gerçekten göz kamaştırıcı bir heybete sahip. Şarap şişelerinin üzerinde Picasso’nun yaptığı resimlerin etiketlerine varıncaya kadar tarih kokuyor.

Şato Smith Haut Lafitte ve Şato Reignac çok etkileyici ve tarihin derinliklerine götürüyor sizi. Reignac’ın şarapları ünlü şarap değerlendiricisi Robert Parker’dan çok yüksek notlar almış.

La Fleur Pourret ise butik bir üretici. Az ama kaliteli şaraplar üretiyor. Bazı havayollarının first class konuklarına ikram ediliyor ürettiği şaraplar.

SOMMELIER BURÇAK

Türkiye’nin ilk uluslararası sertifikalı sommelier’i Burçak Desombre’nin sempatik tavrı, şarap konusundaki donanımı, ilgisi, şatolardaki yöneticilerle kurduğu sıcak ilişkisi, efsanevi şatoları rahatça ziyaret edip, çok özel şarapları tatmamızdaki çabasından ne kadar bahsetsem azdır. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nden sonra yüksek öğrenimini Fransa’da tamamlayan Desombre, şarap merakını işe dönüştürmüş. İyi ki öyle yapmış. Türkiye’den götürdüğü insanlara büyük bir keyif yaşatıp, gizli zenginlikleri keşfe çıkartıyor.

BORDO’NUN RESTORANLARI

Bordo’nun her tarafı birbirinden güzel restoranlarla dolu. L’Entrecote’ta kuyruk beklemek istemeyenler için aynı lezzeti aratmayacak, yeni açılan Türk Konsolosluğu’na 200 metre mesafede Gravelier Restoran var. Tüm menü özenle hazırlanmış.

La Tupina naturalist mutfağın gözdelerinden. Bahçeden lokantaya konseptini yansıtıyor. Hemen girince karşınıza yeni koparılmış turplar ve yeşillikler çıkıyor. Burada çok ağır odun ateşinde çevrilen Bresse tavuğunu öneririm. Özellikle Türkiye’de köy tavuğu özlemi çekenlerdenseniz. Cevizli ve frambuazlı sorbeyi yemeden asla restorandan ayrılmayın.

Saint Emilion’da Le Clos Du Roy isimli restoran Michelin Guide’ın önerdiklerinden. İnovatif sunumlar lezzetle birleşmiş. Anlam kazanmış. Ağız hoşluğu, buharda pişirilmiş kaz ciğeri ve iste pişirilmiş steak oldukça lezzetliydi.

Bordo’da yumurtaların beyazı fıçılardaki şaraplara katıp inceltme işlemini yaptırsınlar diye hep erkeklere verilirmiş. Sarısı ise evde bir şey yapsınlar diye kızlara. Biriken yumurta sarılarından yöreye özgü bir tatlı doğmuş: Kanele. Bu haftaki tarifim Bordo’nun marifetli kızlarından. Gelecek haftaya kadar ağzınızın tadı hiç bozulmasın.

Yorum Yazın