Somonların Uzun Yolculuğu

Somon balıkları göç eden canlıların içinde en çok ilgi çeken türlerden birisidir. Yüksek şelalelerden atlamak, ters yönde akıntıya karşı yüzmek, okyanusun tuzlu, nehirlerin tatlı sularında yaşamak zorunda kalmak gibi zorluklar somonların göç yolculuğunda yaşadığı maceralardan sadece birkaçı.
Üreme dönemindeki dişi balıklar sığ bir akarsuya yumurtalarını bırakırlar. Yumurtadan çıkan yavrular, yumurtanın içinde bulunan hazır besleyici keselerle beslenirler. Birkaç hafta sonra akarsuda yiyecek arayacak hale gelirler. Yaklaşık bir yıl boyunca bu akarsuda yaşarlar.
Daha sonra sürü halindeki somonlar nehir yatağı boyunca hareket ederek Pasifik Okyanusu’na ulaşırlar. Hem tatlı hem de tuzlu suda yaşama özelliğine sahip olan somonlar, okyanusa varır varmaz vücutlarında yapısal bir değişikliğe sahip olurlar ve tuzlu suda yaşayacak hale gelirler. Sonraki yıllar boyunca okyanusta dev mesafeleri kat edecek ve olgunlaşacaklardır.
Yıllar önce denize ulaşmak için geçtikleri nehir yatağında şimdi ters yönde akıntıya karşı yüzerek evlerine, doğdukları yere gitmek için çaba göstererek önlerindeki tüm engellere karşı koyarlar.
Hiçbir yardım almadan ve yön gösteren cihaz kullanmadan binlerce kilometrelik yolu kat ederek doğdukları yere tüm engelleri aşarak ulaşan somonların bu yetenekleri hayrete düşürücüdür.
Olanaksız gibi gözüken bu yolculuğun yerine gelmesinde somonlar, yönlerini bulabilmeleri için dünyanın manyetik alanını algılayan doğal pusulaları olan hassas koku alma organlarına sahiptirler. Araştırmalar somonların, her akarsuyun kendine özgü kimyasal bileşimlerindeki kokuyu algılayarak doğdukları akarsuyu bulduklarını da söylemektedir.

NORVEÇ’İN ÖNEMLİ GELİRİ

2007 yılında Belçika’nın başkenti Brüksel’de Uluslararası Deniz Ürünleri Fuarı’nda Türkiye’nin somon kraliçesi Leyla Alaton’la karşılaştım. Akşam Norveç Büyükelçisi’nin evindeki resepsiyona davet etti. Müthiş tazelikte deniz ürünlerinin sunulduğu, canlı tarak ve istiridyelerin havada uçuştuğu bu davette 15 dakikalığına eline mikrofonu alan Balıkçılık Bakanı Helga Pedersen’in somon ile ilgili anlattıklarını işitince dudaklarım uçuklamıştı.
Norveç’te somon balığı üretimi, Norveç’in soğuk sularında gerçekleşmektedir. Su sıcaklığı artınca havuzlara büyük buz kütleleriyle takviye yapılmakta ve suyun hep soğuk olması sağlanmaktadır. Dolayısıyla bu derece soğuk suda yaşam mücadelesi vermek isteyen somonlar daha çok yağlanma gereksinimi duymaktadırlar.
Omega 3 ve omega 6 yağ asitlerinin zengin olması somon balığını hep tercih sebebi yapmaktadır.
Yapılan araştırmalarda da çiftliklerde üretilen somon balıklarında doğada yakalanan deniz somonuna yakın oranlarda omega 3 bulunuyor.
Pembe renkli somon balığı oldukça yağlıdır. Doğdukları yerlere dönüş yolunda bir hayli av vermektedir.

OKYANUS SOMONLARI

Türleri itibariyle somon balıkları ikiye ayrılır: Atlantik somonu ve Pasifik somonu. Atlantik somonuna “zıplayan somon” adı verilmektedir. Pasifik somonunun tam yedi çeşidi vardır: “Fildişi somon”, “kral somon”, “gümüş somon”, “köpek somonu”, “çelik kafa”, “kırmızı somon” ve “pembe somon”. Bunların hepsinin yağlılık oranı ve dokusu birbirinden farklıdır. Atlantik somonu en lezzetli somon türüdür.

SOMON RENGİ MODASI

90’lı yıllarda Türkiye’de masa örtüsünden, peçeteye kadar somon rengi modası kapladı ortalığı. Bu “uyumlu yabancı”yı çok sevdi Türk halkı.
Temizlemesi oldukça basittir. Çok yağlı balık olduğu için tavaya gelmez. Izgarası iyi sonuç verir. Suyunu bırakmaması için 63 dereceyi geçirmeyin. Fırında sebzelisi ve kâğıtta pişirilmesi oldukça güzel olur.

 

 

Yorum Yazın