0Yorum

Palamutlara Yol Verin

Zamanı durdurmak olanaksız. Nisan ayında başlayan balık avlama yasağı sona ermek üzere. Kimsenin ithal balık yediği için rahatsızlık duyduğunu sanmıyorum. Geçtiğimiz yıl Senegal’de yediğim lahos, yerli lahosa çok yakın lezzette idi. Lahos ve orfoza yasak getirilmesini uzun yıllardır dile getiriyorum. Belli bir yaşa gelip cinsiyet değiştiren balıklar çiftleştikten sonra bir daha görülmüyor ama bıraktıkları yumurtalar milyonlarca balık oluyor. Üreme çağına gelmeden yakalanırsa nesli tükeniyor. Soyunu idame ettiremiyor. Çalıştığı işe kanaat getirip ev, araba taksitini ödeyerek bir şeyler sahibi olan sebatkâr insanlar her zaman mutlu oluyor. Ama daha çok kazanırım diyenler başlangıçta çok kazanıp daha sonra işsiz ve de parasız kalabiliyorlar. Balıkçılar da uzun yıllar bu meslekten ekmek yiyeceklerse kısa süreli mutluluklardan vazgeçmek zorundalar.

BOĞAZ’IN İLK MİSAFİRİ

Bu ay Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na ilk giren balık çingene palamududur. Çok az etli küçük bir balıktır. Marmara’ya geçmesine izin verilmelidir. Marmara, balıklar için mera ve üreme merkezidir. Yavru kalkanı moda edip pişiren lokantalara övgüler yağdıranlar, yıllarca çingene palamudunu da göklere çıkardılar. Balık yasağının sona ermesiyle ilk karşılaştığımız balık palamuttur. O nedenle insanlarda lezzetli algısı mevcut. Halbuki kalkanın ve palamutun büyüğü daha etli ve lezzetlidir. Palamut balığı da belli bir ağırlığa ve boya gelince üreme yapabiliyor. 3- 4 kg’a gelirse dünyanın lezzet harikası lakerda yapımında kullanılan torik oluyor.

YASAKLAR OLUMLU

Yıllar önce yazdığım Trilye’nin Balık Sevdası isimli kitabımda orfozu anlattım ve avlanmaması gerektiği hakkında bilgiler verdim.

Restoranların ithal balık faturalarına sığınarak yerli lahos sattıkları doğrudur. Ama çok az. Yüzde doksan ithal lahos satılıyor, restoran çalışanları müşterilerin tepkilerinden çekindikleri için yerli lahos diyorlar. Tüketicilerin de uzun yıllar yerli balık yemeleri için birkaç yıl sabırlı olup ithal lahoslara burun kıvırmamaları gerekir. Uygulanan tedbirler büyük ölçüde başarılıdır. İleriki yıllarda taşlar yerine oturacak ve denizlerimiz akvaryum gibi olacak ama artan nüfusa yeterli olamayacağı için dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de çiftlik balıkları üretilmeye artarak devam edecektir.

Yorum Yazın