0Yorum

Kim Korkar Köpek Balığından

Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış vaziyette dolaşıyorlardı. Erkek ahtapot eğildi, hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı: "Ne güzel bir gece değil mi sevgilim? Mehtap, yıldızlar, sen, ben ve bu güzel gecede; seninle ikimiz böyle kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola, kol kola dolaşıyoruz." Denizlerin derinlikleri ayrı bir dünyadır. Değişik görünümlerde ve değişik davranış biçimlerine sahip birçok canlı türü yaşamaktadır. Bunların arasında en ilginç yaşamıyla dikkati çeken ahtapottur. Sekiz adet kol, torba gibi bir vücut ve göze hiç de hoş gelmeyen vantuzlarla donatılmış; kısacık bir ömrü olan, yalnız yaşayan bir deniz canlısıdır ahtapot. Çiftleşmek için eşiyle sadece bir kez karşılaşır. Ahtapotu denizin dibinde bir kayanın altında sizi izlerken ya da kumluk bir zeminde kendi topladığı deniz kabuklarından süslediği yuvasından kafasını çıkarıp bakarken görebilirsiniz. Eğer onu ürkütürseniz içine çektiği suyu hızla püskürterek geriye doğru fırlar. Takip ederseniz kendisini gizlemek için mürekkebimsi maddeyi püskürtür. Tropik denizlerde yaşayan bazı türlerin salgıladıkları sıvı maddesi diğer canlıların duyu organlarını felce uğratır. Akdeniz'de yaşayan türlerin en büyüğü bir metre boyundadır. Bodrum’da tıknaz, kısa kollu, dalgıçların yakaladığı bir tür vardır ki olağanüstü lezzete sahiptir. Uzun kollu cinsleri yengeç, böcek, ıstakoz gibi canlıların başlıca düşmanıdırlar. Bu canlılarla karşılaştığında onları kolları ile sarar, başının altındaki boynuzumsu gaga gibi ağzıyla hayvanın kabuğunu parçalar ve ağzının içindeki törpü gibi organıyla etini yer.

ÇOK CESURDUR

Ahtapotlar küçük köpek balıklarına denizin dibinde pusu kurarlar, saklandıkları kayanın önünden geçme gibi bir gaflete düşerlerse vay haline. Hemen ahtapot fırlar ve kuyruğundan boynuna kadar kollarıyla anında köpek balığını sararlar. Tükürük bezleri zehir salgılar ve hayvanın boğazından salıverilir. Bu zehir insanlar için hiç zararlı değildir. Ancak Avustralya sularında yaşayan küçük bir ahtapot türü olan “mavi halkalı ahtapot” ısırmaları ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli olmaktadır. Ahtapotun en büyük düşmanları müren, mığrı ve orfoz gibi balıklardır. Ahtapotu öldükten sonra 40 kere yere vurmak adet olmuştur. Üç yıl önce gemi seyahatiyle gittiğim İtalya’nın Bari kentinde sabah saatlerinde sahilde yürüyüş yaparken yüzlerce insanın ellerindeki ahtapotu yere vururken gördüğümde donakalmıştım. Halbuki eski merdaneli bir çamaşır makinesi sizi bu ilkel duruma düşürmekten kurtaracaktır. Ama ne kadar çok sopa, o kadar az sürede pişme demektir kanısı sahillerimizde oldukça yaygındır.

FİRESİ ÇOKTUR

Ahtapot, balık lokantalarında pahalı bir yiyecektir. Az bulunma özelliğinden ziyade firesinin çokluğundandır. 20 kg'lık bir ahtapottan sadece 3-4 kg yenebilecek et çıkmaktadır. Ahtapotun etinde tuz oranı çoktur. O nedenle pişirirken tuz atılmasına gereksinim duyulmayabilir. Komşumuz Yunanistan’da güneşte kurutularak yenmesi makbuldür. Bir yaşına gelen ahtapotların, yavruları tarafından yenildikleri tamamen balıkçı efsanesidir. Izgarası, söğüş salatası, kurutulmuşu makbul olan ahtapotun çok özel bir tarifini vereceğim bu hafta. Haftaya kadar güzel lezzetlerden mahrum kalmayın. Yarın baharda otların uyanışını simgeleyen Alaçatı Ot Festivali’nde jüri olarak bulunacağım. Otların zeytinyağı, balık, et ile uyumunun sonucunda çıkacak nefis lezzetlerin heyecanını şimdiden yaşıyorum.

Yorum Yazın