Kaçan Balık Büyük Olur

Özellikle amatör balıkçıların deniz efsaneleri çok olur. Kaçırdıkları balıkların her zaman çok büyük olduğuna inanırlar. Onlara göre kaçan balık her zaman büyük olur, kaçamayan ise ya ızgara ya da tava! Biraz profesyoneller ise buğulama, buharda, fırında, pilaki ve tuzda da pişirebilirler kaçamayan balıkları.
Balıklar yakalandığında kendi direnme güçleri, suyun sürtünme, kaldırma gücü gibi faktörlere bir de kuvvetli bir çeneye sahip balıkların yukarıya gelmemek için inatçılıkları eklenirse ağırlığının birkaç misli bir yükle karşılaşırsınız. Bu ağırlık sizi balığın büyük olduğuna dair her zaman yanıltır. Bu arada balık oltadan kurtulursa sizin efsane söylemleriniz başlar. Sanki balina yakalamış da kaçırmış kahraman gibi!

LEVREK ZEKİ VE MÜCADELECİ

Amatör olta balıkçıları son yıllarda meşakkatli yemli avlanmayı terk edip at-çek avcılığı olarak bilinen spinning tarzı avlanmayı kendilerine daha yakın hissetmeye başladılar. Çünkü yem hazırlama derdi yok, koku yok ve daha temiz avcılığa olanak sağlıyor.
Verimli bir balık merasında “sahte” denilen yapay balık ile levrek avına çıktığınızda sabretmek birinci kuraldır. Tahmin etmediğiniz ya da artık sıkılıp vazgeçmeye niyetlendiğiniz bir anda oltanıza yapışan bir deniz levreği, adrenalinize tavan yaptırır. Her şey bir anda başlar, ringe çıkmış iki boksör gibi balıkla baş başa kalırsınız. Oltanın ucunda sürekli kalama isteyen ağır bir levrek balığı yukarıya çıkmamak için zekice mücadele eder. Darbeleriyle kurtulmaya çalışan balığı denizden çıkarmak en zor iştir. Su seviyesinden atmosfere çıkmaya başladığı an balık ağırlaşır, çok daha fazla çırpınır. Son hamlede kepçe veya kakıç yardımıyla sandala çekmezseniz 10-15 dakikalık çabanız suya gider.

ÇAPARİ DİKKAT İSTER

İstavrit, uskumru, kolyoz gibi balıklar çapari ile yakalanır. Çapari renkli kuş tüylerinin oltaya sarılması sonucu çoklu balık yakalama şeklidir. 15-20 tüylü oltayı denize bırakıp aşağı yukarı oynattığınızda derinliğini keşfettiğiniz balık sürülerinin yerini tespit edip hep aynı derinlikte işaretleme yapmalısınız. Mesafeyi kaçırırsanız vay halinize. Saatlerce kollarınız kopar, boşa kürek sallarsınız. Ayrıca yakaladığınız balıkları teknede oltalarından dikkatlice çıkarmanız gerekir. 20 oltanın ucunda can derdiyle uğraşan balıkların direnişleri rüzgârı da arkasına alırsa ya oltalar elinize batar ya da misinanız dolanır. Çözmek için uzun zaman harcarsınız, bu arada balık sürüleri çoktan bölgeyi terk etmiş olur.

ÇİPURA KAFA ATAR

Kumluk ya da çakıllı bölgelerde av veren çipurayı yakaladığınızı kolay anlarsınız. Çünkü çipura hiç naz yapmaz. Yemi beğendiyse hemen saldırır ve yutar. Birden bire misinanınız gerilir. Yukarıya doğru çekmeye başladığınızda çok sert kafa darbelerini hissedersiniz. Çipura olduğuna kesin kanaat getirdiğiniz balık suyun yüzeyine yaklaştığında yassı gövdesi ayna gibi parlamaya başlar.

 

ZARGANA VE KILIÇ UÇAR

Üst sularda av veren zargana ve kılıç balıkları yakalandıklarında direnişlerini suyun üzerine çıkarak gösterirler. Havada takla atıp adeta zıplayıp uçarlar. Bir de akıntılı bölgede akıntıya karşı balığı çekiyorsanız misinanın ucundaki küçük bir balık bile size ağır ve büyük bir kaya parçası ağırlığında hissettirir kendini. Acemi balıkçılar bu ağırlığı çok hızlı çekince ya misina kopar ya da balığın ağzındaki olta kurtulur. İşte bu anda yine kızgınlıkla mırıldanıp şehir efsanesine başlar: “Ağabey çok büyük bir balık kaçırdım…”

Yorum Yazın