0Yorum

Balıklar Görücüye Çıkıyor

Bağ bozumuna az kaldı. Sardalyeler yağlandı. Asma yaprakları olgunlaştı. Doya doya sardalye yiyeceğimiz günlerdeyiz. Sardalye narin balık olduğu için sahilde yaşayanlar daha şanslı. Uzak mesafelere taşındığında bu narin balığın zırh görevini gören pulları dökülüyor ve balık gevşiyor. Ama yine de iyi korunarak nakliye yapılırsa taptaze. Anadolu’da yaşayanların da şansı oluyor. Fiyatı pahalı olmayan, omega 3 oranı oldukça yüksek ve denizlerimizde bol bulunan, denizin altın sırrı sardalyeyi mevsiminde bol miktarda tüketmenin büyük yararı var.

PALAMUTU ÖZLEDİK

Önümüzdeki günlerde boğazın kapısını ilk önce çingene palamutu çalacak. Çok özledik biliyorum ama biraz daha bekleyelim büyüsünler. Kestane palamutu, çingene palamutu, palamut, küçük torik, torik, sivri, altıparmak, pişota gibi isimler alan palamutun lakerda yapılan boydaki toriklerinin bir zamanlar Karadeniz’de yılda 2-3 milyon çift geldiği kayda geçmiştir. Çocukluğumda çiftini 25 Kuruşa alıp, kiremite koyup simit fırınında pişirdiğimiz günleri dün gibi hatırlıyorum.

PALAMUT BOY UZATIYOR

Palamut balığını takoz şeklinde pişirdikten sonra derisiyle birlikte attığımız siyah kaslarının bilim adamlarınca çocukların boyunu uzattığı kanıtlandı. Lezzeti beyaz eti kadar güzel olmasa da faydasını göz ardı etmemek gerekir. Tavası, ızgarası, fırında sebzeli pişirilmesi, pilakisi ayrı güzelliktedir palamutun. Kısa sürede bıkarız palamut yemekten gerçek nedeni palamuttan değil hemen arkasından lüferi beklediğimizden.

SULTANLARIN SULTANI

Dünyanın pek çok denizinde bulunmasına rağmen İstanbul için büyük bir önem taşıyan lüfer balığı İstanbul Boğazı’yla anılan bir balıktır. Damak tadı renk katmanları gibidir ama bana göre dünyanın en lezzetli balığı İstanbul Boğazı’nda çıkan lüferdir. Osmanlı’nın son zamanlarında sultanlar lüfer için özel kayıklar yaptırırdı. Şairler, lüferle ilgili şiirler bestelerlerdi. Bu kayıklarla lüfer avına çıkılır ve davet verilirdi. Kayıklarda mangal yakılır ve balık aşçıları yakalanan lüferleri temizleyip pişirirlerdi. Yani akvaryum gibi boğazda mönüsü önceden belli akşam ziyafetinde hammadde tedariki ziyafet sırasında yapılırdı! Fransız tarihçi Prof. Dr. Robert Mantran İstanbul’un balıklarıyla ün yaptığını, Galata Balıkhanesi’nin dünyanın en iyi balıkhanesi olduğunu ve boğazda balıkçılık ağı ve aktif balıkçılık sektörü olduğunu belirtmiştir.

DOĞA KİN TUTMAZ

Sanayi atıkları ve deniz kirliliği ile mücadele, usulsüz ve zamansız avlanmaya duyarlılık, yaban hayatını koruma tedbirleri, “Lüfere sahip çıkalım” gibi kampanyalar İstanbul Boğazı’nı akvaryum gibi bol balıklı bir duruma getirebilecek mi? Eğer siz eski koşulları sağlarsanız neden olmasın. Balıkların Karadeniz’de son yağlanma dönemlerini tamamladığı, irileştiği ve boğaza girmek için gün saydığı şu günlerde bu yılki balıkçılık ile ilgili olarak merak içindeyiz. Her geçen yıl bir öncekini aratıyor maalesef. Gelecek yılların bir önceki yıldan daha bol balıklı geçmesi umudumuzun hiç tükenmemesi dileğiyle.

Yorum Yazın